19 Ağustos 2017 Cumartesi

Aşkın Feryadı

                   Sayın okuyucu, elimde olsa köprücük kemiğinin üzerinde yaşardım. Aldığım her nefesi onun boynundan alırdım. Bıraksalar her anımı onun yanında geçirirdim. Peki bırakıyorlar mı? Hayır. Başkaları bırakmıyor da o bunu biliyor mu? Tam olarak ondan da emin değilim. Sevgililik denen o saçma sapan ilişki düzeyinde sevgi varsa ortada karşı taraf bunu bilmeli ve eğer sizi sevmiyorsa da başkası sevilmeli. Ne yazık insanlar sevgiyi de diğer tüm duyguları basitleştirdikleri gibi küçültüp sıkıştırıp ''geçer'' kelimesine dönüştürdüler. Oysa ciltte oluşan yaralar geçer, yüzde çıkan sivilceler geçer. Kalpte açılan yaralar geçmez. Ve büyük abilerimizin -Neşet Ertaşların Nazım Hikmetlerin, Müslüm Gürseslerin- bahsettiği o sevdalar her nefeste boğazınızı yakar. Yutkunamazsınız. O sevdalar geçmez sayın okuyucu. Her sabah aynaya baktığınızda karşınızdadır, her okuduğunuz satırda, her duyduğunuz seste, her gördüğünüz yüzde siz sevdanızı görürsünüz. Onun gitmesi ya da onun sevmemesi sizin sevdanızda hiçbir şeyi değiştirmez. Öyle ya Aldığınız hava size küsse nefes almayı bırakabilir misiniz? O sizin onu sevdiğinizi bilse ya da bilmese hatta inanmasa ne değişir?
                   Yaratılan her insan şu hayatta bir kez aşık olur. Hayır ömründe mutlaka aşık olur demek istemiyorum. Sadece bir kez aşık olma şerefine erişir. Erişebilirse. Ve bu aşk öyle bir şeydir ki sizi değiştirir. İsteseniz de istemeseniz de bambaşka biri olursunuz. En güzel kısmı ise bundan mutluluk duyarsınız. O mutluluk öyle bir şeydir ki damarlarınızda ki kanı çeker, kalbiniz kan pompalamaz. Sanki her zerreniz onunmuş gibi, yıllardır sizle değillermiş gibi yapmaya başlarlar. Sevda insanı kor bir ateşin içine atar sayın okuyucu. Pervane olursunuz. Sevdiğinizdeki ateş sizi öyle bir kavurur ki daha da yanmak için daha da yaklaşmak istersiniz. Aşk cesaret işidir netice de..
                    Peki bu yangını sevilen şahıs her zaman görür mü? Görse görmezden gelebilir mi? Onun gözleri kahve gibidir sayın okuyucu. Şu 40 yıl hatırı olanlardan değil. İçine bir kez düştünüz mü 40 yıl yakanlardan. Aman ha sakın öyle yangın deyince sevdalananın feryat ettiğini falan düşünmeyin. Aşk ateşi su eyler, zehri şifa eyler. Feryad etmek sevdaya haramdır. Öyleyse çok şükür yanışımıza...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder